28 Mayıs 2013 Salı

Minik Eller İş Başında: Menüde Araka Var !

Ceyda'ya dün bezelye ayıklattım. Onun da benim de çok hoşumuza gitti. Ben bezelyelerin ağızlarını açıp ona verdim, o da tek tek hepsini çıkardı. Tabii çıkarmakla işimiz bitmedi, bir de onları bilmem kaç kez yıkadık. Bezelyeler çok hijyenik oldular. :))
Bir de Ceyda bak, fotoğrafını çekiyorum diyorum. Bana "İşim var." diye cevap veriyor. Artist ! :)
Bu arada kendi çocukluğum gözümün önüne geldi. Ben de hep barbunyaları kabuklarından çıkarmak isterdim ama elliyorum diye annemin babaannesi kızıp; büyüdüğünüz zaman da kaçarsınız, yapmazsınız derdi. Hep düşünürdüm acaba niye yapmayacağım, kaçacağım, büyüyünce ne olacak diye korkardım. Küçüklük anılarım ve de korkularım !
Ben de yaşadıklarımın tersine, Ceyda' yı özellikle çağırıp bu işi ona yaptırdım. :)






Annesi bezelye ayıklayan o minik ellerini yesin ! :))



27 Mayıs 2013 Pazartesi

Çocuklar İle Duygusal Zeka Gelişim Oyunları Oynayalım

Birkaç ay önce duygusal zeka konusunda ciddi anlamda araştırma içerisine girmiştim ve o sırada kendim ile ilgili de çok önemli bir tespitte bulunmuştum. O gün  Ceyda' yı ben yetiştirsem de duyguları konusunda benim gibi olmaması gerektiği konusunda kendi kendime söz vermiştim.

Ceyda ile sürekli duygularımız hakkında konuşuyoruz. Ben bir şeyi yapmasını istemediğim zaman mutlaka üzüldüğüm için, yorulduğum için, sıkıldığım için gibi açıklamalarda bulunuyorum. Onun da sürekli konuşmasını sağlamaya çalışıyorum.
Tabii bazen beni taklit ettiği için de "Başım ağrıyor" yada "tatlım bak babiş çok kızacak" gibi komik cümleler de kuruyor.

Duygusal zekası gelişmemiş olan insanlar duygularını açığa vuramadıkları için olaylar karşısında çok fazla duygusal dalgalanmalar yaşarlarmış. Olaylar karşısındaki tepkilerini tam ortaya koyamadıkları için de öz güvenleri eksik olurmuş.

Bu konuda araştırma yapınca haliyle Ceyda ile yapabileceğimiz güzel duygusal zeka geliştirici aktiviteler de buluyorum. En son ELSA SUPPORT sitesinden ücretsiz birkaç aktivite aldım. Çocuğunuzun yaşına göre çeşitli oyunlar var. Ben hepsini de bilgisayara indirdim. Buldun mu kaçırmayacaksın diye düşünüyorum. :))

1) 2-3 yaş için en uygun oyun bu bence. Çıktısını alıp, laminasyon cihazından geçirip her bir kartı kesip sol üst köşelerinden delik açıp bir anahtarlığa geçirerek kullanabilirsiniz. Çocuğunuza gösterip bu çocuk ne yapıyor ? Niye böyle yapmış? Hadi onu taklit edelim şeklinde oynayabilirsiniz.

Bunlar ise daha büyük yaştaki çocuklar için uygun olabilir

2) Aşağıdaki  oyunda sırası ile duyguları adlandırıyorsunuz.

3) Aşağıdaki oyunda ise zar atıp, gelen numaradaki duyguya bakarak "Bana ..... olduğun zamanı söyle" diyerek çocuğun o duygu ile ilgili konuşmasını sağlıyorsunuz.


26 Mayıs 2013 Pazar

Çocukların Duygusal Mesajlarını Çözelim

Yemek yemek istemiyorsa tamam karnı aç değildir, tadını beğenmiyordur ya da iki kaşıkla doymuştur. Uyumak istemiyorsa oyuna doymamıştı, az daha oynasın. Zarar vereceğini bile bile sırf tanısın diye ellesin baksın....

Tamam hepsine de tamam dedik. İnatlaşmayalım, çatışmayalım dedik ama insan uyku vakti uyumasını, yemek yemesini, bir şey zararlıdır dendiyse tutturup ağlamamasını da istiyor. Pilim bitiyor, sabredemiyorum gerçekten. Kızınca da üzülüp, sabredemiyorum diye de kendime kızıyorum bu sefer.


Çocukların kişilikleri ile ilgili bugün biraz araştırırken güzel bir yazıya denk geldim. Çocuk anne ilişkisindeki durumları örnekleyerek vermişler. Benim hoşuma gitti, paylaşmak istedim.
Eşim bu yazımı okusa yine "Ben sana zaten bunları söylüyorum, niye gidip oradan buradan araştırıp okuyorsun?" der. Neyse bazen o kadar umutsuz hissediyorum ki okumak, araştırmak ve de benim gibi sıkıntısı olanlar ile kader birliği yaptığımı görmek bana iyi geliyor.

Yazıdan birkaç örnek: 
1) Çocuğunuz sizinle oyun oynamak istiyor ama siz yemek hazırlamak zorundasınız. O sizi eteğinizden çekiştiriyor, siz de ona "Şimdi olmaz" diyorsunuz. Bu tablo birkaç kez tekrarlandıktan sonra çocuğunuz ağlamaya başlayacaktır. 

Annenin algılaması: "istediği olmadığı için sinirinden ağlıyor." 
Çocuğun verdiği duygusal mesaj: "Beni sevmiyorsun çünkü benimle zaman geçirmiyorsun. Ben de buna üzülüyorum."

2) Yemek yediriyorsunuz, önce güzel güzel yiyor ama sonra başını iki yana çevirerek, yemek istemiyor. Sizse onun yemesini istiyorsunuz. Bir daha deniyorsunuz, o bir daha başını çeviriyor. Bu sahne birkaç kez tekrarlandıktan sonra çocuğunuz ağlamaya başlıyor.
Annenin algılaması: "İnadından ağlıyor."
Çocuğun verdiği duygusal mesaj: "Artık doydum, neden bana güvenmiyorsun?"

Çocukların kişiliklerini keşfetmek ile ilgili de verilen öneriler: 

• Çocuğunuzla birlikte geçirdiğiniz zamanlarda başka uğraşlarla ilgilenmeyin ve tüm dikkatinizi ona odaklayın.

• Çocuğunuza ev işlerine ayırdığınız zamandan daha fazla zaman ayırmaya özen gösterin.


• Çocuğunuzun sizden ve eşinizden birtakım genetik özellikler aldığını unutmayın ve bunların neler olabileceğini gözlemleyin.

• Çocuğunuzun sürekli gelişen kişilik yapısını, vereceğiniz cezalarla olumsuz etkileyeceğinizi unutmayın. Çocuğun davranışlarını yaramazlık çerçevesinde algılayıp çocuğu cezalandırırsa çocuğuna hatalı yaklaşmış olur.

• Çocuğunuzun kişiliğini sürekli ve yersiz ödüllerin de olumsuz etkileyeceğini aklınızdan çıkarmayın.


• Çocuğunuzun kişilik gelişiminin temellerinin 6-7 yaşlara kadar atıldığını, ancak bu yaşlardan sonra da sürekli gelişim içerisinde olacağını unutmayın. Be
bekten gelen duygusal mesajları doğru okumayı öğreniriz, ama bebeğimiz çocuk olmaya başladığında sanki bu yeteneğimizi kaybederiz.  

• Çocuğunuzu sizin söylediklerinizi aynen yerine getirecek bir robot olarak görmeyin.


• Çocuğunuzu istemediği ya da kapasitesinin dışındaki şeylere zorlamayın.


• Çocuğunuzda keşfettiğiniz güzellik ve yetenekleri, onu zorlamadan ama onu onayladığınızı hissettirerek destekleyin.


• Çocuğunuzla ilgili bir günlük tutun ve onun tepkilerini not etmeye özen gösterin. Bu notlar sizin en iyi rehberiniz olacaktır.

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Evde Oyun ve Etkinlikler Kitabımız

Ceyda ile yapacağımız etkinliklerin neredeyse hepsini internetten araştırıp buluyorum. Kimi zaman da aklıma bir şeyler gelirse yapıyoruz ama bazen araştırıp durmaktan sıkılıyorum gerçekten. Elimin altında olabilecek hemen başvurabileceğim bir etkinlik kitabı arıyordum.
Ankara'ya geçen haftaki kısa ziyaretimiz sırasında Kentpark'taki Arkadaş Kitabevinde annemle araştırma yaparken Ya-Pa yayınlarının Evde Oyun ve Etkinlikler kitabını bulduk. Annem biz küçükken Ya-Pa nın kitaplarını alırdı. Şimdi torunu için araştırma yapıyor. :) Bu kitaptaki etkinlikler hem basit hem de çeşitli malzemeler ile değişik kavramları  öğretiyor. 2-3 yaş için olan kitabı aldım.



Ceyda, Ankara'da iken kitabını görmemişti. Eve gelince gösterdim ve kitabını bir güzel inceledi. :)



 Sonrada aşağıdaki çalışmayı yaptık. Çocuğun saçları için ip, gözleri için de düğme yapıştırdık.Tişörtünü de mavi renge boyadık. :)

19 Mayıs 2013 Pazar

Pastel-Parmak-Sulu Boya Olabilen Jel Boyalar

Jel boyası ile  Youtube' taki el işi araştırmalarım sebebi ile tanıştım. Genelde "Jelato" olarak biliniyorlar. Ben kendim için bir şeyler yaparım diye aldım ama Ceyda boyalara kondu. :)
Bu boyalar adı üstünde kaygan boyalar ve elle de parmak boyası gibi oynanıp birbirlerine karışıyorlar. İsterseniz plastik bir kabın dibine 5-6 kat sürüp fırça ile sulandırınca da sulu boya gibi kullanabiliyorsunuz. İsterseniz de pastel boya gibi sürebiliyorsunuz.

Kağıdı sulandırıp da sürebilirsiniz. 
Sulu boya gibi de kullandık. Ceyda kağıda minik noktalar yaptı. Yağmur yağdırdık. :)

Üst üste kağıda sürünce iyice kaygan bir hal alıyor. İster parmak isterseniz de kürdan gibi bir cisimle çizgiler de yapabiliyorsunuz.

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Yolculuk Kabusu

Bugün Ankara'da kardeşimin oğlu Deniz'in 2.yaş günü kutlamasında olmam gerekiyordu. Bugün bir haftalık Ankara tatilinin sonuna geliyor olmalıydım.....

Ceyda ile bir yerlere gidemiyoruz. Araba yolculuğu büyük bir kabusa dönüşüyor. Kayseri'nin dışına çıktığımız anda "incem" diye bir başlıyor artık gidene kadar ağlaya ağlaya kendini de bizi de harap ediyor.
Arabada oyun da oynatsak, konuşup eğlendirmeye çalışsak da incem diye tutturuyor. O fikri aklından çıkarıp alamıyoruz. 20 dakika ara ile durup parkta oynattık o da işe yaramadı. Yol kenarlarında, benzin istasyonlarında durmaktan gideceğimiz yere saatler sonra varıyoruz. Tabii bir de bunun gecesi oluyor.

Gün içinde sıkılıp bunalan Ceyda gece boyunca kabuslar görüp, sık sık uykusundan uyanıyor. Bir gün iki gün hatta daha fazla bu böyle sürüyor. Ağlamaktan uykusu bölünüyor bu sefer de kalkıp sabaha kadar gezinip oyun oynuyor. Yemeden içmeden kesiliyor.
Geçtiğimiz kasım ayında kaplıca için Adapazarı'na gittiğimizde de böyle yapmıştı. 2 hafta boyunca geceleri hiç uyumadı. Sürekli sabaha kadar gezindi, oynadı. Çocuk bir yere gidince hortluyor gerçekten. Ne yapacağız bu böyle mi sürecek?

Bu hafta valla bunalım takıldım. Canım hiçbir şey yapmak istemedi. Bloglarıma bile bakmadım.
Yaşı ilerledikçe düzelir diyorlar. Keşke öyle olsa....

Aşağıda da ağlaya ağlaya ayakkabısını çorabını çıkarıp bitkin düşüp uyuyan Ceyda' yı görüyorsunuz. Eve döndükten sonraki gece bile incem diye uykusunda ağlayıp durdu. :((


9 Mayıs 2013 Perşembe

Dolap Düzeni

Ceyda'nın küçülen kıyafetlerini giysi dolabının alt raflarına güzelce katlayıp koyuyordum ama bir süre sonra o düzen yerini düzensizliğe bıraktı. Bazen benim eşyaları sığdırmak için itip kakışlarım, bazen de Ceyda'nın küçülen kıyafetlerini tekrar çıkarıp giymesi olayı iyice karmaşaya bırakmıştı.
Bunları vakumlu poşete koyup yatağının altındaki bazaya kaldırsam deyip duruyordum ve en sonunda geçtiğimiz gün nihayet yaptım.Valla içim açıldı. Şimdi gidip gidip dolabı açıp bakıyorum. :))

Ceyda'nın oda takımını Kayseri'deki Minitto mağazından almıştık. Bebek yatağı büyüyen tipinden ve yatağın alt tarafında da bazası var ve baza özellikle çok işe yarıyor.
Aşağıdaki onca kıyafeti vakumlayıp bazaya koydum. Geri kalan kısımı da dolaba koydum. Ben güya Ceyda'ya çok kıyafet almıyorum diyorum ama maşallah ne çok giysisi varmış. Genelde mevsimlik olarak topluca gidip alıyorum. Hatta hala 1,5 sene öncesinin eşofman altlarını kapri olarak giyiyor. Ama yine de çok kıyafeti varmış ve sığdırmak problem.
Bunları saklamanın da bir alemi var mı, göreceğiz ???


 Aşağıdakiler de bazaya koyduklarım.


3 Mayıs 2013 Cuma

Fotoğrafçı Ceyda :)

Ceyda'nın bir hobi sahibi olmasını çok istiyorum. İleri de gündelik sıkıntılarından kendini kurtaracak, hayata farklı açılardan bakmasını sağlayacak, ruhunu dinlendirecek yegane şey edindiği hobiler olacak. Bunun için de ne kadar erken yaşta kendini, ruhunu dinlendirecek bir şeyleri edinmiş olursa o kadar iyi olur.
Eskiden bize boş zamanlarınızda ne yaparsınız diye sorulduğu zaman tv izlemek derdim. O zaman hobi edinmek yada hobi sahibi olmak ile ilgili ne bilgim ne de bir bakış açım vardı ama bu bakış açısını ben küçücük yaşta Ceyda'ya aşılamak istiyorum.

Ceyda zaten benden gördüğü için el işlerine meraklı. Bu konuda fazla teşvik etmesem de kendisi hemen işe el atıyor. :)
Ama el işlerinin dışında minik dijital fotoğraf makinesini verip fotoğraf çekmesini teşvik ediyorum. Bundan önce de sizinle Ceyda'nın çektiği fotoğrafları paylaşmıştım.
Bunlar da son fotoğrafları. Fotoğraflarda gözüken iki parmak yerini tek bir parmak ucuna bıraktı. Yavaş yavaş kendini geliştiriyor. Aslında bu aralar doğa yürüyüşüne çıkarıp kırlarda fotoğraf çekmesini de sağlamak lazım. :) Baharın güzelliklerini hem görsün hem de fotoğraflasın.
Bir de fotoğraf çekerken ki bir duruşu var, çok komik. Bir ayağını öne alıp dizini kırıyor, öbür ayağı arkada duruyor. Biraz da eğiliyor. O halini de bir ara sizinle paylaşırım. :)