26 Ekim 2011 Çarşamba

Ek Gıdalara Geçiş

Bugün anne bloglarında ek gıdalar ile ilgili yazıları okuyunca bende ek gıdalara geçiş konusunda yaşadıklarımı paylaşmak istedim.Benim için sıkıntılı bir süreç oldu.İnsan birçok şey okuyor ama kendi çocuğunda bunları uygulayamıyor.Her çocuğun farklı istekleri ve beğenileri oluyor.Onlar bebek olsalar bile ne istediklerini çok iyi biliyorlar.Bence bize göre bebekler. :)

Ek gıdalara geçmeden önce Ceyda'nın kilosu percentil cetvelindeki % 3 grafiğinde olduğu için zaten sıkıntılıydım.Anne sütünü çok seviyordu fakat sütüm azdı ve pek kilo aldırmıyordu.Kilo alması için verdiğim devam sütünü bile zorla içiriyordum.Birde ek gıdalar ile çocuğumu sıkıntıya sokacaktım.

Doktor her seferinde düşük not almış öğrenci muamelesi yapıyordu.Persentil cetvelinin yanına geçip siz artık %3'ün de altına düşmek üzereseniz derken ben daha da suçluluk hissediyordum.İlk üç ay 800 gram ile 1 kilo alan Ceyda, dördüncü aydan sonra hep 350 - 400 gram almaya başlamıştı.Olabildiğince besliyordum ama hep aynı kiloyu alıyordu.Boyu ve kafa büyümesi %50 persentilde iken kilosu %3 ünde altında idi.Artık doktorumuz bu gidişata dayanarak çinko, vitamin, flor gibi ilaçlar da vermişti.

Ek gıdalara geçerkenki ruh halim kötüydü. Kilo alabilmek hayalleri kuruyordum.

Bu hayallerle(!) 24 Temmuz'da özene bözene hazırladığım bulamaç haldeki kahvaltı ile ek gıda sürecine başladık ama ne başlangıç.

Ceyda'yı güzelce yatırdım.Gerekli hazırlıkları yaptım.İlk kaşığı ağzına götürdüm ki bizimkisi ağzını kilitledi.Biraz uğraştım.Şarkı söyledim.Dikkatini dağıtıp ağzını açmasını sağlamaya çalıştım ama bizimkisi ağzı kilitli halde poposunu yere vura vura tepiniyordu.


Sonuçta oraya buraya saçılmış mama sulandırılarak biberon ile verilmeye çalışılmış ve küçük bir ıslak mendil tepeciği oluşmuştu.


Neyse ilk denemedir olabilir deyip emzirmeye devam ettim. Ceyda'ya birşeyler yedirme çabası içinde meyve püresi, bisküvili devam sütü, sebze püresi, tahıllı kahvaltı, irmikli karışım, hazır olarak satılan bebe çorbaları yedirmeye çalıştım ama ne yazıkki hepside boşa gitti.Ceyda ek gıdaları adeta protesto ediyordu.Ben yorulmuştum.Yeme düzenimiz bozulmuştu.Bir yandan da ilaçları vermeye çalışıyordum ama onlarda da hüsrana uğramıştım.

1,5 hafta sonunda birgün nasıl oldu da denk geldiyse Ceyda oturur vaziyette iken ağzına kaşığı götürdüm ve Ceyda ağzını açtı.İnanamadım.Bir kaşık daha ve Ceyda yine ağzını açtı.Bendeki sevinci görmelisiniz.Ceyda oturarak yemek istiyormuş.Neden mi? Hiçbir fikrim yok ! :)

Fakat sevincim kısa sürdü.Evet, Ceyda yemeğe başlamıştı ama birkaç kaşıktan sonra istemiyordu.Meyve püresi dışında hiçbirşeyi iştahla yemiyordu.

Bu sefer bu problem çıkmıştı.Görümcem püre yada bulamaç halde vermeyip tek tek vermeyi dene istersen dedi.Bunun üzerine Ceyda'ya yumurta, peynir, pekmez, zeytin, domates vb. kahvaltılıkları tek tek vermeye başladım.Yaşasın Ceyda ayrı ayrı verildiği zaman kahvaltısını da sebzelerini de severek yiyor.:)

Tabii bu arada internetten araştırmalar yapmaya devam ettim.Bir sitede elle yemek yedirilmesi tavsiye ediliyordu.Bende denedim.Ceyda'nın ağzına elimle ezdiğim patatesi,kabağı,havucu, peyniri vb. bırakınca da kolayca çiğneyip yutuyordu.

Hergün düzenli yoğurt yemeye de başlamıştı.Sütaş'ın bebek yoğurdunu severek yiyordu.Sebze haşlamasını sevmişti.Kabak,patates ve havuç üçlemesine bazen tavuk bazen de kesme hamur katıyordum.

Yemek hazırlarken yaptığım bir yanlışta yağsız ve tuzsuz yemek pişirmekti.Bu sebeple de tatsız olan yemekler Ceyda'ya itici geliyordu.Hatta bir keresinde yemeği verdim ve Ceyda bir titreyip yüzünü buruşturdu ki utandım gerçekten. Artık yemeklere bir tatlı kaşığı zeytinyağı ile bir tutam tuz da katıyorum.

7.ay sonunda düzene girmiştik.Ceyda'nın gündüz uykusu çok kısa olduğu için ana öğün ara öğün dengesi ayrımı olmuyor.

Bizim kendi sistemimiz var.Günde 45 - 1 saat kadar kesintisiz uyuyup uyandığı zaman öğünlerini veriyorum.Bir öğünde çorba/makarna/sebzeli yemek; yoğurt; meyve; domates oluyor. Uykuya dalarken de devam sütünü veriyorum.Gece uykusuna saat 19:00 dan sonra geçiyor.Uyandıkçada sabah kadar devam sütü veriyorum yada emziriyorum.

Meyve ve sebzeleri çok şükür ayırmaksızın yiyor.Bugüne kadar geri çevirdiği birşey olmadı.Sağlığımız da iyi maşallah.

Bende istemediği zaman zorla ağzına bir lokma bile koymuyorum.Stressiz bir şekilde yemek alışkanlığı edinsin istiyorum.Mama sandalyesinde oturup masada bize de eşlik ediyor.Ailecek yemeklerimizi yiyoruz.O zaman daha bir mutlu oluyor.Tabii biz de...

İlk dişlerimiz de 15 Eylül'de çıktı.Dişler çıkarken de çok problem olmadı.Biraz anne sütüne düşkünlüğü artmıştı.Ek gıdaları istemiyordu ama şimdi öyle bir durumumuz da kalmadı.

Yeme alışkanlığını edinmesi önemli idi.Çiğneme, yutma alışkanlığını edinmesi gerekiyor.Yoksa uzmanlar bebeklerin 1 yaşına kadar anne sütünü istediklerini ve de ek gıdasızda yeterli besin değerlerini alabildiklerini söylüyorlar.

Benim annelere tavsiyem bebeklerin isteklerini anlamaya çalışsınlar.Ceyda'nın isteklerini anlamam zaman alsa da çok şükür artık problemsiz yemek yedrebiliyorum.

Ceyda'nın Yemek İle İlgili İsteklerinden Örnekler
-------------------------------------------------------
1.Bulamaç ya da püre haldeki yemekleri sevmiyor.Ayrı ayrı ezilmemiş halde yemekten hoşlanıyor.
2.Kesinlikle yatarak yemek yemiyor.İllaki oturmak istiyor.
3.Tatsız, tuzsuz yemekleri yemiyor.Yemeklere 1 tatlı kaşığı zeytinyağ ile bir tutam tuz katıyorum.
4.Elinde oyuncak varken kesinlikle yemek yemiyor.Sürekli oyuncağını ağzına sokup onunla oynamak istiyor.
5.Sohbet ederek yemek yemeği çok seviyor.Yemek yerken genelde birşeyler anlatıyorum yada bir çizgi filmi izlerken çizgi filmdeki karakterler ile ilgili konuşuyorum.Sesler çıkarıyorum.
6.Yemek yemek istemediği zaman kesinlikle zorlamıyorum.
7.Domatesi çok seviyor.Az sevdiği bir sebzeyi domatesle birlikte veriyorum.Örneğin:kabak

Bu geçiş sürecinde herkese kolaylıklar dilerim.!


25 Ekim 2011 Salı

Tay Tay ve Köşe Koruyucular



Ceydamız son zamanlarda hep ayakta durmak istiyor.Tay tay yapıyor derken artık biran önce yürümesini ister hale geldim.Banyo yaparken küvetine tutunup kalkmaya, uyanır uyanmaz yatağının kenarına tutunarak doğrulmaya, oturtmak isteyince ayaklarını sürüyerek oturmamak için direnmeye çalışmalar gerçekten beni çok yoruyor.Aslında yürümek için can atıyor biliyorum.Bende onun kadar heyecenlıyım ama insan bir yere kadar ayakta durur canım.Bizimkisi sürekli ayakta maşallah.:)

Yürüdü yürüyecek derken sehpalar için köşe koruyucularından alayım dedim.Tekzen'den güzel,yumuşak yapılmış olan köşe koruyucularından aldım.Fiyatı da çok uygundu.Hevesle salondaki sehpanın köşelerine taktım.Sonra eşim Ceyda hanımı salonda gezdirirken beni çağırdı.Bir de ne göreyim, bizimkisi köşe koruyucusunu çıkarmış ağzına almış dişlerini kaşıyor.Pes dedim.9 aylık bebek bile çıkarabiliyorsa bunu yapıp test eden mühendislere ne demeli.
Şimdi Bebeshop'tan bu köşe koruyucularından aldım.

Bunları çıkaramadım ama Ceyda'nın işi belli olmaz önümüzdeki günlerde göreceğiz.

17 Ekim 2011 Pazartesi

Bir Mama Sandalyesi Ne Kadar Tehlikeli Olabilir Ki

Ceyda'nın oturmaya başlaması ile ek gıdalara geçişimiz aynı zamana denk geldi.Ek gıdalara geçtiğimiz günlerde önceden çevremde gördüğüm üzere kaşık mamalarını ve pürelerini yatırarak yedirmeye çalışıyordum.Ceyda ise sürekli kafasını sallayıp poposunu yere vurup tepiniyordu.O günlerde bende bir korku başladı.Bu çocuk kesin ek gıda yemeyecek, süt ile beslenecek ne yapacağım diyordum ki yine tesadüfen oturtup ağzına mamasını verip yemeye başlaması ile olayı anladım.Her bebek bir olmuyor işte.Bizimkisi oturarak yemek istiyormuş.Yani sen oturmayı ne zaman öğrendin de bir de oturup da yemek yemek istersin.Zaten bu bebekler bebek değil.Biz onları saf zannedip kendi bildiğimizce davranmalarını istiyoruz ama bunlar sanki doğmadan birşeyleri öğrenmiş oluyorlar.
Bunun üzerine hevesle mama sandalyesi aldık.Artık masada bize eşlik ederek yemeye başladı.Fakat yemekleri öyle püre halinde de yemiyoruz.Tek tek ayrı ayrı yiyiyor.Kahvaltı diye yapılan bulamaçları ağzına dahi sokmadı.Bir güzel yüzüme püskürttü.Domatesi, yumurtayı, peyniri, zeytini tek tek veriyoruz.O da bir güzel ağzında geveleyip çiğneyip yutuyor.Bunu da tesadüfen buldum.:)
Bilim adamları deneme yanılma yöntemi ve de tesadüfler ile bir şeyler icat ederler ya artık onları daha iyi anlıyorum.
Bebek yetiştirmek gerçekten fen ilminin üç te ikisi oluyor; gözlemleme ve deneme.
Mama sandalyesi aldık.Mutlu mesut ailecek yemeklerimizi yemeğe başladık.Arada yemek dışında mutfakta iş yaparken Ceyda'yı da mama sandalyesine koyarak yanımda tutuyordum.Şarkı söyleyip, yaptığım yemekleri anlatıyordum.
Bir gün yine yemek hazırlarken işe daldığım bir anda Ceyda'dan ses gelmediği için arkama dönüp baktığımda gözlerime inanamadım.Bizimkisi ayak konulan yere oturmuş kafası ise öndeki demire yaslanmış elleri ile de demiri sıkı sıkı tutmuş öylece duruyor.Ayak konulan yere oturmayıp kaysa aşağı düşecekmiş.Şaşırma ile karışık panik bir halde tuttuğum gibi aldım ama Ceyda ne korkmuş ne de paniklemiş.Pek sakin bir halde beni izliyordu.
O zaman sandalyedeki kemerin neden konmuş olabileceğini daha iyi anlamış bulundum.

Ayrıca bunun dışında yeni mama sandalyesi kazamız ise dönerek geri geri sandalyeden aşağı kaymak oldu.Bu akşam yemek yerken kıpır kıpır olan Ceyda oturduğu yerde burgu yapıp,arkaya eğilmesi ile geri geri kaydı.Babası ile son anda tuttuk.

Bebekler balık gibiler.Bir yerden hızlıca kayıp geçmeleri çok kolay oluyor.Yok canım bu da olur mu dediğiniz herşey olabiliyor.Benden sizi uyarması.Mama sandalyelerine dikkat!

15 Ekim 2011 Cumartesi

Bebeshop Ucuza Uyku Tulumları

Kış geliyor artık uyku tulumu almak gerekir mi bilmiyorum.Uyku tulumunun çok terlettiği için bebekleri hasta ettiğini de yakın çevremden duymuştum.Uyurken üstünü açarak mı yoksa terleyerek mi hasta olması... Hangisi daha yüksek olası bir durum acaba ? Bunun cevabını henüz bende bilemiyorum ama evimiz sıcak olduğu için belki penye uyku tulumu alabiliirim.Bebeshop'ta yazlık penye tulumlar var.Belki sizde bir tane ince tulum almak istersiniz.

Aşağıdaki penye yazlık uyku tulumları ve daha fazla çeşitleri BEBESHOP'ta 30 TL.









Can Kurtarıcı Hamağımız



Bir bebeğin uyku düzeninin olması hem büyümesi açısından hemde yemek düzeninin de uykusuna göre şekillenmesi açısından çok önemli. Benim kızımın doğumundan itibarenki uyku düzeni gerçekten insanı çok yoruyor.
İlk ayları hele düşünmek bile istemiyorum.Aspiratör ile geçenin bir yarısı mutfakta uyutmaya çalışırken artık beynim zonklamaya başlıyordu.Bazı zamanlar kucakta şarkı söyleyerek gezdirerek uyutabiliyorduk.Bazı zamanlar ise kucakta uyuyup yatağa konduğu anda gözlerini açıp tepiniyordu.

Eve gelen misafirlerimiz ise bizim halimizi görüp, bize acıyarak artık türlü yorumlar yaparak çözüm sunmaya başlamışlardı.Ceyda ise artık arsız bebek olarak anılır olmuştu.Salıncak yap önerisi üzerine bende internette salıncak araştırmaya başladım.Tabii bundan önce bebeklerin sallanmalarının vücutlarına ne gibi etkileri var diye epey bir yazı okudum.Sonuçta eşim ile bir gece Ceyda'yı 3 saat kadar sallayıp uyutmaya çabaladıktan sonra yeter deyip Koala Bebek Hamağını aldık.

Sanırım Ceyda'ya aldığımız en faydalı aksesuar bu hamak oldu.Evde baş köşeye koyduk. Eşim ile ben ikide bir hamağında mışı mışıl uyuyan Ceyda'ya bakarak nasıl da mutlu olduk anlatamam. :)

Gece yada gündüz Ceyda ne zaman uyumakta sıkıntı çekse üst üste yatağında uyansa hamağa konulup 5 dakika sallandıktan sonra hemen derin uykuya geçiyor.Sallanmak ile beyinde uyku hormonunun salınmaya başladığını okumuştum ama bu hamak sanırım sihirli bir şey.:)

9 ayın içerisindeyiz ve hala hamak kurtarıcımız olmaya devam ediyor.Hatta şuanda hamağında uyuyor.Birkaç kez uyanıp yine yatağında tepinince hamağa koymak zorunda kaldım.

Yaş ilerledikçe hamak biraz tehlikeli olabiliyor.Benim tavsiye uyanık iken hamakta bırakmayın.Geçtiğimiz günlerde uyandıktan sonra biraz almaya geç gidince, Ceyda hanım dönüp yere iniverdi.Çok şükür bir yerini çarpmadı.

Ayrıca ayak kısımları tahta olduğu için güvenlik sebebi ile ayaklara Tekzen yada Koçtaş'ta satılan kapı altı izole süngerinden alıp taktık.

3 Ekim 2011 Pazartesi

Oturaklamak

Sizler yazımın başlığına bakıp bu da nedemek diye merak ederken bugünlerde sık sık evimizde olan bir duruma karşı benim uydurduğum bir kelime diyebilirim. İnsan 8 aylık bir bebekten neler öğrenebilir ki diyebilirdim fakat insanoğlu çok karmaşık,güçlü,akıllı bir yapıda yaratılıyor ki insan doğduğu andan itibaren muazzam şeylere tanık olabiliyor.
Benim Ceydoşum şu anda 9.ayın içinde emekledi emekleyecek diye beklerken oturarak gezmeye başladı.:)

İlk başlarda herhalde otururken oyuncaklarına uzanayım derken azcık yer değiştiriyor falan diye düşünürken, durum yer değiştirmekten ziyade gezinmeye döndü.Oda içinde epey bir mesafe kat ediyor.Bende buna oturaklamak adını verdim.

İnsan neler neler öğreniyor.Zaman su gibi akıp geçiyor ve ben günleri sadece kızım ile ilgilenerek dolu dolu yaşıyorum.Dünyanın en önemli işi bence bir insan yetiştirmek hele ki kanından canından olup da her anına şahit olunca bunun ne kadar önemli ve de zor bir iş olduğunu anlıyorum.