26 Temmuz 2012 Perşembe

Kayseri'ye Çocuk Kütüphanesi Yapılmasını İstiyorum !

Çocuk Kütüphanesi konusunda yeni bilgilendim ve kendimi çok ayıpladım. Böyle yerler varmış da ben ne kadar yabancı imişim.Aslında bu tarz şeyleri hayal ederim. Estetik kaygısı olan biri olarak bir yer gezdiğimde şurası şöyle güzelleştirilebilir, burası böyle yapılabilir diye düşünürüm. Artık kütüphane konusu sanırım zihnimin çok gerilerinde kaldığı için, bir kütüphane nasıl güzel bir yer olabilirdi düşüncesine de hiç değinmedim.Kütüphaneye de en son üniversitede bir kitabı aramak için gitmiştim.

Çocuklar artık dijital oyuncaklarla oynuyorlar. Kitap okulda zorla okutulan bir şey oldu. Belki ileride o da kalmayacak ve Tablet PC ler ile ders yapılacak.

Kitap, defter ama bambaşkadır. Kitabı okurken sayfalara dokunmak, hatıra defterine içini dökmek, bir derginin sayfalarına bakarken hayal kurmak bambaşkadır.Sürükleyici bir kitabı elinden bırakmadan arkadaş gibi her yere götürmek, baş ucunda tutmak, bittiğinde ayrılırken buruk hüzün duymak ve günlerce düşünmek. Ben kitapları, yazı yazmayı, dergilerde hayale dalmayı çok seviyorum.Ceyda'nın da günlüğü olsun, sevdiği kitapları olsun, kendi hayal dünyasını kitaplar ile geliştirsin istiyorum. Bu yüzden Çocuk Kütüphanesi fikri çok hoşuma gitti.


Az önce de Çocuk Kütüphanesi ile ilgili Kayseri belediyesindeki yetkililere bir e-posta gönderdim (benden bıktılar :)) .İnşallah Kayseri'ye de bir Çocuk Kütüphanesi yapılır. Stat, Alışveriş Merkezleri, Anadolu Harikalar Diyarı, Erciyes Kayak Merkezi gibi projelerin yanında çok naçizane bir çalışma olur belki ama çok da şık olur.İstanbul'da örnekleri var.Dünyanın bir çok yerinde de var.

İnternette araştırdım ve kütüphanelerin dekorasyonlarına da bayıldım. Hele şu İnciminci bloğunda gördüğüm Danimarka'daki Çocuk Kütüphanesine bir bakın derim. Çok güzel yapmışlar. Masal kitabından çıkmış gibi renkler capcanlı, kitap okuma alanları çok değişik. İnsan bütün bir gününü burada geçirebilir. Kütüphaneler adeta canlanmış, tekrar merhaba demişler. Umarım Türkiye'de de örnekleri çoğalır. Bir tane de Kayseri'de olur inşallah. :))


Süper bir tasarım, bayıldım !


21 Temmuz 2012 Cumartesi

Ceyda'nın Öfke Krizleri

İki senedir doğum, Ceyda'yı emziriyorum diye oruç tutmuyordum.Bu sene tekrar başladım ama son iki gündür acayip susuyorum. Ceyda'yı emzirdiğim için sanırım.Belki sütüm azalır da emmekten vazgeçer diyorum ama bizimkisi emzik olarak da kullandığı için süt olmasa da bırakmaz sanırım. Artık bende sıkılıyorum ama biraz daha sabredeceğim artık.

Bugün öğleden sonra saat 5 gibi pilim bitti. Kanepede uzanıp uyuya kalmışım.Ceyda'nın ağlamasına uyandım.Mızıkçılığı da gitgide artıyor. Bir şeyi yapamadı mı kıyametleri koparıyor. Kafasını yere, duvara vuruyor. Yere yatıp ağlıyor. Bu gibi durumlarda kendi kendine sakinleşmesini bekliyorum ama kafasını bir yere vururken mutlaka müdahale ediyorum. Zaten kafasını vuramazsa önüne ne gelirse ısırıyor.Bazen beni de ısırıyor, olmazsa kendi elini ısırıp daha da ağlıyor. İlk ısırma işini de 13 aylıkken kız kardeşimin oğlu ile oynarken oyuncağını aldı diye Deniz'e kızıp koltuğu ısırmaya başlamıştı. 
İnternette araştırırken 2 Yaş Sendromuna girmiş olabileceğini de öğrendim.18 - 36 ay arasında görülürmüş.

Özellikle büyüdükleri için kendi isteklerini yapmak isterken bu konuda engellenmek en büyük öfke sebebi olurmuş. Engellemek yerine seçenek verebilirsiniz diyorlar. Örneğin kendi başına çorap giymek isteyip bunu yapamadığı için sinirlenen çocuğunuza çorabı ayağının yarısına kadar geçirip o şekilde kendi kendine giymesini sağlayabilirsiniz diyorlar.Sakin kalmaya çalışarak, çocuğunuzun öfkesini size yapılmış bir tepki olarak görmeyin ve ona öfkesini geçirmesinde yardımcı olun gibi tavsiyeler de var. Bu gibi tavsiyeleri ASK Dr.Sears da buldum. Çok güzel açıklamalar yapılmış ama insanın sabrı taşıyor.Çok çocuğu olanlar acaba ne yapıyorlar.Biz bir tane ile başa çıkamıyoruz.

Bu arada Kids Growth sitesinde de çok güzel bilgiler var. 18 aylık çocuk bilgilerini buradan okuyabilirsiniz. Vaktim olduğu zaman türkçe olarak yazıp sizleri bilgilendirmeyi isterim.


Özellikle yazlıkta çeşme başını yer edinip, ısrarla ıslak betona oturmak isteyen Ceyda ile savaşmayı bırakıp hevesi geçene kadar hortumla oynamasına sabrettim. 2 gün sonra çeşme hevesi geçti çok şükür. Bu gibi istekleri sebebi ile genelde sinirlenip kendini yere atıp, kafasını oraya buraya vuruyor zaten. Bu gibi durumlar için yardımcı olun daha da sinirini pekiştirmeyin diyorlar. Bizde sabrediyoruz bakalım.

12 Temmuz 2012 Perşembe

Yer Değişikliği İle Altüst Olan Uyku! :(

Bu sene yazlığa gideceğim diye çok hevesliydim.Ceyda büyümüştü ya beraber rahat rahat denize girebilecektik. Ben kızıma puantiyeli gözlük, mayo ve deniz elbisesi almıştım.Beraber öğle uykusundan sonra rahat rahat denize girebilecekti tabii.....

Malesef Ceyda'nın yarım yamalak olan uyku düzeni yok oldu ve beni bitirdi.Geceleri ayağa kalkıp sabah saat 6'lara kadar gezip, bahçede arabası ile gezmek istedi.Bahçeye inemeyince evin merdivenlerinde gezdi.O da olmayınca elektrik düğmesine takılıp açıp kapadı.Benim sinirlerim gerildikçe gerildi. Asabi bir tip oldum. Ne yediğimden ne de içtiğimden birşey anladım.

Veee Ceyda eve döner dönmez sanki 15 gün boyunca yazlıktaki uykusuz Ceyda o değilmiş gibi akşam saat 21:30'da yatıp sabah saat 6'ya kadar güzel güzel uyumaya başladı. Eve geldiğime hiç bu kadar sevinmemiştim.Bu seneki yazlık faslımız da bu şekilde tatsız tuzsuz bir şekilde bitti.Birde ailecek hastalandık. Döndüğümüzden beri de aldığımız ilaçlar sebebi ile de bol bol uyuduk. :))